Blog Başlık

  • Mart 06, 2024

    Şükür, Arapça ş-k-r kökünden gelmekte olup, “Allah’tan veya insanlardan gelen nimet ve iyilikten dolayı minnettarlığını ifade etme, nimete söz ve fiille mukabelede bulunma, Allah’a itaat edip günah işlemekten uzak durmak suretiyle nimetin gereğini yapma” şeklinde tanımlanmıştır. Şükür, aynı zamanda teşekkür, yapılan iyiliğin makbule geçtiğini dile getirme, iyiliği yapanı övme, nankör olmama, iyiliği iyilikle anma, nimetin kıymetini bilme manalarına da gelir.

    Şükrün çeşitleri vardır. Dilin şükrü, kalbin şükrü, bedenin şükrü, amel ile şükür... Kalbin şükrü, nimeti verenin Allahû Teâlâ olduğunu bilmektir. Dilin şükrü, Allah'ın verdiği nimeti zikrederek O'na hamd etmektir. Bedenin şükrü ise Allah'ın rızasına uygun hareketlerde bulunmak, yasaklarından uzak durup, verdiği nimeti O’nun rızasına muhalif işlerde kullanmamaktır. Aynı zamanda insanın vücudunda bulunan tüm organ ve uzuvların Allah tarafından kendisine bahşedilmiş birer nimet olduğunu bilmesi, ne için yaratılmışsa o istikamette kullanılması da şükürdür.

    İmam-ı Gazali, imanın iki kısımdan oluştuğunu bunlardan birinin sabır diğerinin şükür olduğunu; şükrün ilim, hâl ve amelde meydana geldiğini söyler.

    Bu izahlardan anlaşılacağı üzere, şükür sadece “Allah’ım çok şükür, verdiğin nimetlere bin şükür” demekten ibaret değildir. Sebe Suresi’nin 13. âyetinde  “Ey Davud ailesi, şükür için çalışın. Kullarımdan çok şükredenler, azdır” buyrulmaktadır. Öyleyse şükür sadece dil ile yapılan bir amel değildir. Örneğin kendisine yiyecek veren bir kimseye karşı sadece sözle teşekkür etmek, yeterli değildir. Asıl şükür, insanın nimeti verene karşı minnettarlığını hem sözü ile ifade etmesi, hem de o nimeti, nimeti verenin isteği doğrultusunda kullanmasıyla olur.

    Şüphesiz insanların Cenab-ı Hakk’a en çok şükredenleri, onlara şükrün mana ve mahiyetini öğreten Peygamberlerdir. Peygamberler sadece dilleriyle değil, fiilIeriyle de Allah'a çok şükretmişlerdir. Rasulallah Efendimiz’in (SAV) geceleri kalkıp, çok uzun süre namaz kıldığı ve ibadet ettiği bilinmektedir. Bir gün Hz. Aişe validemiz kendisine: "Ya Rasulallah! Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde neden böyle uzun süre ibadet ediyorsun?" deyince, Peygamber Efendimiz, "Ya Aişe, şükreden bir kul olmayayım mı?" diye cevap vermiştir. (Buhari, Tefsir, 48.) 

    Demek ki, namaz bir şükürdür, hatta en büyük şükürdür. Onun için "Namaz şükrün bütün kısımlarını içerisinde toplamaktadır" denmiştir.

    Şükretmek, var olanı kabullenmek değildir. Şükretmek, var olanın farkında olmak demektir. Var olanı fark etmek ve daha iyisi için çalışıp, çabalayıp emek sarf etmektir. 



     

    Zeynep Işık


     

    #şükür #şükretmek #maneviyat #teşekkür #minnet #nimetler #şükran
  • Şubat 21, 2024

    Varlık ve yokluk... Mahiyetlerini hiç düşündünüz mü?...

    Hiç bir şey sonunda kaybolup yok olsun diye yaratılmamıştır. Yaratılan mahlukatın varlıklarını sürdürmeleri, bir nevi bekâdır. Dünyadaki vazifesini yapıp, bu dünyadan ayrılma vakti geldiğinde de yine yokluğa gitmiş olmaz.

    Allah’ın varlığı gibi kudreti ve diğer sıfatları da ezelidir. Allahû Teâlâ, mahlûkatı yaratmayı irade ettiğinde kudretiyle onları var etmektedir. Bu var etme ise yoktan değildir, yâni “yokluk” diye hayali bir şey düşünüp eşyanın ondan yapıldığını vehmetmek doğru olmaz. Eşyanın yoktan yaratılması,  “yok iken var edilmeleri” manasınadır.

    Yaratılan eşya da yokluktan gelmiyor; Allah’ın ilminde nasıl takdir edilmişlerse o şekilde varlık âlemine geçiyorlar. O halde, şu gördüğümüz ve bildiğimiz eşya, henüz yok iken de Allah’ın ilminde var idiler. Ve O’nun kudretiyle yaratılıp varlıklarını bu âlemde devam ettirdiler.

    Varlık ve mevcudat... Varlık ve mevcudiyet...

     

    #fayda #yarar #amaç #işlev #varolmak #varlık #yokluk
  • Şubat 07, 2024

    Hepimize zaman zaman “Aklını başına topla” diyenler olmuştur... Hatta birçoğumuz yanlış düşüncelere daldığımızı hissettiğimizde, kendi kendimize “aklını başına topla” demişizdir... Aklımız başımızın içinde değil midir?

    #önyargı #yargı, #maneviyat, #empati #hoşgörü #bilinçlifarkındalık #affetmek #duyarlılık #denge
  • Şubat 01, 2024

    İnsan, genellikle ömür yolculuğunu düz bir çizgiymiş gibi tahayyül etse de bu yolculuk düz bir çizgi halinde değildir. Yaratım itibariyle kendini var edebilen, kendi kaynağını oluşturabilen ve kendi yaşamını sürdürebilen her şey, âdeta bir daire şeklinde hareket halindedir.

    #uç #döngü, #kâinat, #aşırılık #denge
  • Ocak 09, 2024

    Hepimiz yaşadığımız süreçte mutlaka hata yapmışızdır. Daha doğrusu “yanılmayan, kusur işlemeyen, hata yapmayan insan yoktur” da diyebiliriz.

    #yanlış #doğru #hata #küçük #büyük #davranış #ilahisistem
  • Aralık 19, 2023

    Mizaç ilmine göre her insan bir fıtrat üzere doğar. Bunlar ateş, hava, su ve topraktan oluşur ve insan bedeni üzerinde Safravi, Demevi, Balgami ve Sovdavi isimlerini alırlar.

    #mizaç #fıtrat #yaratım #ham #davranış
  • Kasım 21, 2023

    İnsan, çocukluğundan itibaren yaşadıklarıyla, deneyimleriyle gözlemledikleriyle, anne babasının ona söyledikleriyle dış dünyaya, hayata, diğer insanlara ve kendisine dair bazı inançlar oluşturmaya başlar.

    #algılamak #algı #içses #tercihlerimiz #davranış
  • Kasım 20, 2023

    Hayatımızda yardım etmeyi genellikle sözlük anlamıyla alışmışız. Yardım etmenin sözlük anlamı, “kullanmaya yani kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma”dır. Oysa insan sadece başkalarına değil, kendine de yardım etmelidir.

    #yardım #kendimeyardım #islam
  • Kasım 08, 2023

    İnsanoğlu, kendini korumaya yatkın bir varlıktır. Kötü gıdalardan, zararlı içeceklerden, fitneden,
    dedikodudan, hastalıklardan, nazardan ve daha pek çok şeyden insan kendini korumak ister.

    #fıtrat #eril #dişil #yaratım #ilahisistem #korumak
  • Kasım 03, 2023 Blog

    Çevrenizdeki insanların söylediklerine ve yaptıklarına dikkat edin. “Kötü günler için kenara para
    koyuyorum” , “Bu kadar iyilik yaptığım halde neden bunlar başıma geldi?”, “Ben kötü biri miyim, bu
    dert beni buldu?” gibi cümleler duyarsınız genelde.

    #birikim #döngü, #kâinat, #aşırılık #denge #iyigün #kötügün