Gül Sirkesinin Önemi
Gül, zarafetiyle estetiğin, kokusuyla huzurun, şifalı özellikleriyle sağlığın bir simgesi olarak geçmişten günümüze insan hayatında önemli bir yer teşkil etmektedir. Güle bu denli önem verilmesinin bir sebebi de antik çağlardan beri parfüm yapımından, yemeklere, şerbetlere, kadar ve şifa verici özelliğiyle tıbbi kullanımına kadar geniş bir alanda kullanılabilir olmasıdır. Gülün mutfakta kullanımı yapılan araştırmalara göre M.Ö. 7. yüzyıl Mezopotamya’sına kadar dayanmaktadır. Tarih boyunca yemek, tatlı, içecek yapımında kullanılmasının yanı sıra aromatik ve tıbbi bitki olarak da kabul gören gül, ekonomik değeriyle de yüksek bir bitki olmuştur.
Özellikle Osmanlı mutfağında yenilebilir çiçeklere yer verilmiş; saray mutfağında çeşitli sirke, reçel ve şerbetlerin yapımında gül, yasemin, lavanta, portakal çiçeği, gelincik gibi yenilebilir çiçekler kullanılmıştır. Yine Hasbahçe’nin bir bölümünde saray mutfağında kullanılmak üzere kırmızı gül ve sakız gülünün yetiştirildiği bilinmektedir. Bu bölgeye “Gülhane” (bugünkü Gülhane Parkı) ismi verilmesi bundandır.
Osmanlı hekimleri, gül sirkesini pek çok hastalığın tedavisinde kullanmış; özellikle salgın hastalık dönemlerinde gülsuyu ve sirkenin karıştırılarak yaşanan yerlere saçılmasını ve kullanılmasını tavsiye etmişlerdir. İbn-i Sina’nın eserlerinde de sıkça bahsedilen gül, gül suyu ve sirkesi, ruhu ve bedeni arındıran bir ilaç olarak kabul edilmiştir. Gül sirkesi, saray hamamlarında hijyen ve temizlik için kullanılırken, hastanelerde ise ferahlatıcı ve mikrop kırıcı özellikleriyle ön plana çıkmıştır. Ayrıca gül sirkesi Osmanlı mutfağında, yemeklere lezzet katmak ve sindirimi kolaylaştırmak amacıyla da tercih edilmiştir. Dolayısıyla gül Osmanlı’dan günümüzde hem bedensel hem de ruhsal iyileşme arayışında olanlar için bir şifa kaynağı olarak kabul edilmiştir.
Tarihteki örneklerinde kullanımına yaygın olarak rastladığımız kullanılan gül sirkesinin birçok faydası bulunmaktadır. Yapılan araştırmalara göre içeriğindeki doğal antioksidanlar sayesinde bağışıklık güçlendirici etkisi bulunmaktadır. Yüze uygulandığında cildi temizler, gözenekleri sıkılaştırır ve ciltte doğal bir parlaklık yaratır. Yemeklerden önce veya sonra tüketildiğinde mideyi rahatlatır ve sindirimi kolaylaştırır. Ayrıca bir bardak suya birkaç damla gül sirkesi eklendiğinde metabolizmayı hızlandırıcı etkisi vardır. Gül kokusunun yatıştırıcı etkisi, sirke formunda ev temizliğinde de rahatlıkla kullanılabilmektedir.
Gül, frekansı en yüksek çiçeklerden biridir. Dolayısıyla gül ile yapılan birçok ürünün de sağladığı fayda bize birer hediyedir. Hem bedeni hem de ruhu şifalandıran güle hayatımızda daha fazla yer vermeliyiz. Doğal şifanın sessiz dili olan gül ile hem kendimizi hem ruhumuzu beslemeliyiz.
Etiketler: Gül Sirkesinin Önemi
Aralık 12, 2024
Listeye dön