İsimler Neden Önemlidir?

İsimler Neden Önemlidir?

Hepimizin bir ismi var, ismi olmayan hiçbir şey yok…

Arapça kökenli bir sözcük olan isim, Türkçede “ad” kelimesinin karşılığıdır. İsim, kişinin toplumda bilinip tanınmasını sağlayan bir simgedir ve insan için çok önemlidir. Kişi, dünya hayatı boyunca ismini kullanırken ahirette bu ismiyle çağrılacaktır. Bu konuda Peygamber Efendimiz (sav), “Kıyamet gününde kendi isminiz ve babanızın ismi ile çağırılacaksınız. Bu nedenle (çocuklarınıza) güzel isim veriniz” buyurmuştur. Dolayısıyla anne-babalar çocuklarına, İslâm inancı ile örtüşen, anlamlı, söylendiği zaman alay konusu yapılamayacak düzeyde güzel bir isim vermekle yükümlüdür.

Hz. Âişe, Rasulullah’ın (sav), bazı insanlara verilen isimleri değiştirdiğini bildirmektedir. Bu bağlamda Hz. Peygamber (sav), “güçlük” manasına gelen Hazn ismini, “kolaylık” anlamına gelen Sehl ismi ile, “sıkıntı” manasına gelen Zahm ismini, “müjdeci” anlamına gelen Beşîr ismi ile, “isyan eden” manasına gelen Âsi ismini, “itaatkâr” anlamına gelen Mutî ismi ile,“karga” manasına gelen Gurab ismini, “Allah’a teslim olan” anlamına gelen Müslim ismi ile değiştirmiştir.

İsim, Hz. Âdem’e ilk öğretilen şeydir; tüm eşyaların isimleri Hz. Âdem’e öğretilmiştir.

Her anne babanın evladı üzerinde hakkı olduğu gibi her evladın anne baba üzerinde hakkı vardır. İsim konusu görmezden gelinmemesi gereken, önem arz eden bir konudur. Çocuğun, ismi konusunda anne baba üzerinde hakkı olabilmektedir. En büyük hatalarımızdan biri, çocuk doğmadan ismini belirlemektir. Yanlış konulan ve birden fazla konulan isimler, çoklu kişilik bozukluklarına yol açabilmektedir. Bir veya en fazla iki tane ortak isim sevgiyle konulmalıdır.

İsimlerle ilgili bir diğer husus birer frekans olduklarıdır. Yani isimler öyle frekanslardır ki harfleri, tonları, anlamlarıyla ve sayıya dönüşen karşılıklarıyla bütün hayatımızı etkilerler.

Şüphesiz her insan ayrıdır, özeldir ve tektir. Ancak isimlerin de insan üzerindeki etkilerini unutmamak gerekir.

Eski Türklerde İsim Nasıl Konulurdu?

Türkler, İslamiyet’in kabulünden önce ad verme için genellikle özel törenler düzenlemişlerdir. Bu törenler bazen çocuğun doğumundan sonra olmuş, bazen de çocuğun kendi adını almaya hak kazanması için uzun yıllar beklenmiştir. Türk kültürünün tarihî sürecinde çocuğa verilen adın, onun kaderini de belirleyeceği inancıyla çok önemsenmiş ve ad seçilirken büyük bir özen gösterilmiştir. Buna rağmen özellikle Oğuz Türklerinin yaşamış olduğu bölgelerde çocuk ilk günlerde hasta olursa çocuğa adının ağır geldiği düşünülmüş ve bir yemek ziyafeti ya da tören yapılarak çocuğun adı değiştirilmiştir. Bu uygulamanın yakın zamana kadar Anadolu’da da yapıldığı bilinmektedir.

Eski Türklerde kalıcı isim verme işi bazen yıllar alabilmiştir. Bazı dönemlerde çocuğun ad alabilmesi, ileride yapacağı bazı meziyetlere bırakılmıştır. Çocuk delikanlı olup yay basıp, ok atacak duruma gelince, bir kahramanlık yaptığında ona uygun isimler konmuştur. Bu gelenek Dede Korkut Hikâyelerinde de geçmektedir. Türk ad verme kültüründen hareketle denebilir ki adlandırma, kişiye kimlik kazandırma boyutuyla oluşan bir işlevi yerine getirmekte; dönemsel şartlara göre ad verme uygulamaları yapılmaktadır.

Türklerin ad verme geleneklerinde İslamiyet’in kabulünden sonra değişiklikler olmaya başlamış, Türkçe adların yanında Arapça ve Kur’ân’da geçen adlar da çocuklara verilmiştir.

Çocuk Doğduğunda İsim Nasıl Verilmelidir?

Eşler genellikle çocuk sahibi olmadan önce çocukları olduklarında ne isim vereceklerinin tahmininde bulunabilmektedirler. Yaygın olarak yapılan bu durum aslında çok önerdiğimiz bir yöntem değildir. Şöyle ki, çocuğun ismi doğduğu tarihin analizi yapılarak koyulabilir. Dolayısıyla çocuğa henüz anne karnındayken ismiyle hitap etmek doğru sayılmamaktadır.

Peygamber Efendimiz (SAV) doğduktan bir hafta sonra dedesi tarafından ona Muhammed isminin konulduğu bilinmektedir. İsim koyarken, Efendimiz ’in künyelerinden de yola çıkabiliriz. Örneğin Muhammedü’l Emin isminde Muhammed isim, Emin ise künyedir. Burada “Emin” ismi, Rasulullah doğum tarihini yaşadığı zaman gelmiştir.

Yine tarihe baktığımızda çok önemli şair ve yazarların, büyük âlim ve düşünürlerin kendilerine rumuz buldukları, yaşadıkları hayata göre kendi isimlerine eklemeler yaptıkları görülmüştür. Mevlâna Celaleddin Rumî ‘nin asıl adı Muhammed Celaleddin’dir. Zamanla Anadolu’da tanındığı için ismine Anadolu manasına gelen Rumî eklenmiştir.

İsim koymakta acele etmemek gerekir. Şayet bir vasıf eklenecekse de iyi düşünülmelidir. Kişinin, o vasfı hak edip etmediği çok önemlidir. Kişinin ismi ‘isim’ ise, sahibiyle bağlantılı olmalıdır; ismin sahibinden aldığı bir güç vardır. İsimde, sonunun hayırlı olduğu bir şey hatırlanmalıdır.

Kişi, çocuğunun adını başkasını düşünerek koyarsa, o isim sıfat da olsa, o kişiyle bağlantıya girmiş olur.

İsme karar verildikten sonra ülkemizde yeni doğan çocukları olan anne-babalar, bir din görevlisine müracaat ederek, ondan hem çocuklarına isim vermesini hem de onun kulağına ezan okumasını isterler. Ezan okuyarak isim verme geleneğini, aileden bir erkek de yapabilir. Öncelikle ismi okuyacak olan kişi, uygun bir yere oturur, başta yeni doğan çocuğun anne-babası olmak üzere orada bulunanlara sağlık-afiyet temennisinde bulunur, anne-babaların çocuklarına karşı görevlerini hatırlatan kısa bir konuşma yapabilir. Ardından çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet okur ve dua ederek merasimi sonlandırır.

İsim, İnsanı Nasıl Etkiler?

İsim ile kişide aidiyet oluşur. Bazı çocuklara ölmüş yakınlarının isimleri veya onlarda anısı olan kişilerin adları konulmaktadır. Bu, çok doğru değildir. Böyle kişilerde ileride ‘Ben zaten ölmüşüm, hiçbir şeye hevesim yok’ gibi bir algı oluşabilir. İşte bu yüzden niyet değiştirilerek tekrar isim konulabilir.

Yine kişiye annesi bir sanatçıyı çok sevdiği için onun adını verebilir; bu da ileride o kişide tanınmak isteme, bir mevkiye sahip olma arzusu gibi durumların baskın biçimde görülmesine sebep olabilir.

İsim, hassasiyetle ele alınması gereken oldukça önemli bir konudur. İsmi vermek kadar ismi yaşatmak da önemlidir. Allah kulunu “önemli” yaratmıştır. Her zerresine önem yüklemiştir. Hiçbir şey sebepsiz değildir, okumasını bilmemiz gerekir.

Etiketler: İsimler Neden Önemlidir?
Ağustos 12, 2024
Listeye dön