Hepimiz bir yoldayız sanıyoruz. Oysa bazılarımız için yol çoktan bitmiştir hatta belki başlamamıştır. Çünkü arayacak bir şey yoktur bile, doğru tektir; o da kendi bildigidir. Bu yüzden bazılarımız için çok da yorulup anlatmaya; açıklama yapmaya izah etmeye gerek yoktur. Aynen Ebu Leheb gibi vahiy yeğenine bile inse, yolda olmayan için vuslat yoktur ki… Çaba bile israf olur mu? Olur demek ki.
Peki ya yolda olanlar?
İşte konforu bozulanlar.
İşte engellere çarpanlar.
İşte güçleri tüketenler.
İşte bir inen bir çıkanlar.
İşte en dibi görenler ve yine umut ile nefesi çekenler.
Arayanlar.
Onlar için her şey daha zordur.
Yolda olanlar…
Bir bakarlar ki yolları, başka insanların yollarıyla kesişmiş; farklı insanlarla karşılaşıyorlar. Karşılaştıkları insanları tanıdıkça, kendilerini de tanıyorlar, birbirlerine kendi geçtikleri yollarda gördüklerini anlatıyorlar. Çok farklı güzergahlardan geliyor olsalar da aynı yere doğru gitmekte olduklarını fark ediyorlar. Bazen çok uzun bir süre, belki de tüm yol boyunca yapayalnız yürüyorlar. Önlerine çıkan uzun ve zorlu yokuşlar yıldırıyor. Belki kaç kere yokuşun tam ortasında vazgeçmeyi, geldikleri yola kendini bir çuval gibi bırakıp yokuş aşağı yuvarlanmayı istiyorlar. Ama yokuşun sonunda karşılaşacakları manzaraya olan merak onları daha güçlü kılıyor. Yokuşun sonuna ulaştıklarında, ne kadar yorulmuş olsalar da gördükleri manzara karşısında mutlulukla doluyor, o yokuşu tek başına çıkmış olmanın verdiği haklı gururu yaşıyorlar. Başarıyorlar. Başarmayı seviyorlar. Bir başarı hikayeleri oluyor ve bu hikayeyi başkalarına anlatabilmek için saklıyorlar tüm yol boyunca…
Her bir kapı başka kapıyı açar. Ve bir digeri de diğerine götürür. Tam buldum, vardım derken duvarlara sırdaş olanlar. Ve artık duvarları da sevenler. Yorgunlukta aşkı bulanlar. Bir sağa bir sola döner, birgün pişman bir gün hevesli, bazen yakın bazen uzak olanlar onlar yolun yolcuları. Günün sonunda zararlı çıkacak gibi görünen vardım ben diyenlerin dalga konusu yolcular. Yolcular, yolda olmakla bunu tercih edenlerdir. Kim bir hedefe ulaşmak isterse onun yola çıkmaktan başka şansı yoktur.
Sonra biri daha çıkar yolcuların karşısına. Onlardan çok daha uzun bir yol kat etmiş. Onlardan kat kat fazla yokuş çıkmış, ama işte yolları kesişmiş. İşte o anda, ne kadar ilerlediğinin değil, ne kadar hikaye biriktirdiğinin, tecrübe edindiğinin, ders aldığının, öğrendiğinin önemli olduğunu fark etmek gerekiyor. Çünkü yol insanı olgunlaştırıyor, yol bilgiyi veriyor. Bu yüzden yürümeye devam ediyoruz. Bazen bir ayak izine rastlıyoruz ve takip etmeye başlıyoruz. Bizden daha önce bu yolu gitmiş biri olduğunu fark ediyor, yalnız olmadığımızı kavrıyoruz. Takip ettiğimiz ayak izleri bizi bir göl kenarına çıkarıyor. Gölün serin sularından kana kana içiyoruz, temizleniyor, dinleniyoruz… Buraya; bu muhteşem gölün kenarına ulaştığımızda yolculuğun bittiğini sanıyoruz önce. Ama sonra fark ediyoruz bunun bir hedef değil yola dahil olan bir dinlenme yerinden başka bir şey olmadığını. Sonra tekrar yola devam…
Bazen ayaklarımız kanıyor, sıcaktan nefes alamıyoruz. Soğuk ve fırtınalı gecelerde korkuyor, sabah olduğunda açan güneşle birlikte korkumuza veda ediyor ve umutlu bir yolculuğa fırtınalardan korkmamayı öğrenmiş bir şekilde yeni baştan başlıyoruz… Yolculuğumuz türlü tuzaklarla, talihsizliklerle, güzel tesadüflerle, karşılaşmalarla, hatalar ve doğrularla devam ediyor. Çöllerden geçiyor susuzluktan ölmüyoruz. Okyanusları aşıyor ama boğulmuyoruz. Bazen öyle anlar oluyor ki, bir de bakmışız, geldiğimiz yerden daha önce kaç kere geçmişiz… Kendi izimize rastlıyoruz… Kaybolduğumuzu sanıyoruz. Halbuki sadece öğreniyoruz. Yol artık son bulsun istiyoruz, halbuki biz sadece bir yolcuyuz. Yolun bittiği zaman, yolculuk da bitmiş demektir; anlıyoruz.
Yolcu, yola, yol hedefe dahildir. Biz yolcu oluyoruz. Yola dahil oluyoruz. Hedefimiz kendimiz oluyor, biz kendimiz oluyoruz.
Bu yol kolay değil, bu yol garanti değil… Yoldan dönenler de oldu, yolda pes eden de… Ama hiç yanlış hedefe çıkan olmadı. Çünkü yola çıkan için hak ve hakikatten başka sonuç yoktur. Hedefe varacak kadar yolda olanlar için son korkusu yoktur. En tehlikeli yolculuk bile durup varmış olmaktan iyidir.
Hey yolcu , düşüp kalktığın bu yolda
her acıdan kıvranırken devam ettiğinde
senin yolun kısaldı.
Her bittim dediğinde
ışığın sana yaklaştı.
Durma!
Belki ucunda varamamak var.
Ama bu yolu gittim diyeceksin,
bu yolu bitirmek istedim.
En azından yoldaydım..
Duvara carpmasaydın,
kapının yerini bulamazdın…
Duvara da şükür
Duvarı verenede..
Yoluda da sev,
yoluna nur indireni de..
Çünkü,
Yolda olmak bulmuş sanmaktan yeğdir.